12 Kasım 2012 Pazartesi

İş Yerinde Varolmanın ya da Varolamamanın Yolları

    Efendim malumunuz iş yerleri garip yerler. Devlet dairesi, eski şirketler, aile şirketleri gibi yerler daha da garipler. Yolunuz bir devlet dairesini düşerse göreceksiniz çoğu yıllanmış memuru ve orada yanı herkesin kendi masasında kurduğu cumhuriyeti. Lanet gelsin aralarına bile almayacaklar sizi. Küçümseyip, ezmeye çalışacaklar, orada tutunmanızı istemeyecek ve buna engel olmak için ellerinden geleni yapacaklar. Nedir bunlar; Kendi aralarında kulisler yapıp, dedikodular yayacaklar. Kurumun değişik bölümlerinde size karşı kutuplaşmalar olduğunu farkedeceksiniz. Bu kişiler katlara, bölümlere yayılmış sac ayağı gibidir, eski arkadaşlardır keza. Olan bir olay, sizinle ilgili herhangi bir şey hemen diğer kat - bölümlere itina ile yayılacaktır. Bu sac ayağını oluşturan kişiler, işle ilgili sizinle görüşmek durumundalarsa, size kaba davranacaklardır. Hele bir de o kurumda işe geliş gidişlerde servis kullanılıyorsa vay halinize. Servislerde her bölümden eleman olacağından, her şey hemen yayılır. İstedikleri; sizin cevap vermeniz, tartışma ve olay çıkması dolayısıyla haklıymış gibi sizi şikayet etmektir. Bunlarla mücadele etmek zordur anacım. Sabırlı ve güçlü değilsen hemen yılar ve istifa edersin. Hee çalışmak zorundaysan, işini seviyorsan ve orada yöneticiler tarafından  da seviliyorsan işin daha zor. Ananı ağlatırlar. Vukuatsız günün geçmez. Kişilik olarak da sağlam, dik, haksızlığa gelemeyen, düzgün yerlerde çalışmış, işini iyi yapan biriysen bunlarla uğraşırsın ama yorulursun, çookk yorulursun!
      Eski şirketlerde benzer özellikler taşır. Kök salmış çalışanlar orda da mevcuttur. Şanslıysanız tutunur yola devam edersiniz. Aile şirketleri diğerlerine göre daha iyidir. Çalışan kişi sayısı daha azdır belki ama ortam sıcaktır, işinizi iyi yapıyorsanız, kendinizi sevdirdiyseniz uzun yıllar oraya tutunursunuz. Bu anlamda kurumsal ve büyük şirketler de iyidir. Özel sektör olduğu için kimse kimseyle fazla dalaşıp uğraşamaz. Herkes dur noktasını bilir. Dedikodular fazla yayılmaz, duyulursa dedikoduların kimden çıktığı, işlerinden olacaklarını bilirler. hırslı, manyak tipler elbette vardır ama bulaşıp yollarına çıkmazsanız size dokunmazlar. Kendinizi üstlerinize sevdirip, işinizi iyi yapın, önemseyin yeter.
     Gelelim çalışan tiplerine ve mücadele etme yollarına:
  • Hemen her bölümde var olan yalaka tipler. Yönetici geldiğinde hemen atlar, cıvık cıvık konuşur, özel işlerine bile kendisi talip olan tiplerdir. Size pek zararları olmaz ancak siz yöneticiyle iyi ilişkiler kurarasanız ki bu muhakkak olur, o zaman sizi kıskanacak ve üstünüze gelecektir. Bu tipler kurnazdır, iş bilmezler bilir gibi yaparlar. Bunların hakkından ustaca gelmek için; umursamayın, sadece umursamayın. Ara sıra güzel kelime oyunları yapın yeter. Sizi sevmeyecektir ama en azından alenen bulaşmayıp, arkanızdan konuşur ya da kulis yapar :) 
  • Yine hemen hemen her kurumda var olan kaşar kadınlar. Kimisi gerçekten güzeldir, kimi çok avamdır, kimi giyinmeyi bile bilmez ama işi gücü cilvedir. Kimisi de çirkindir ve orasını burasını açarak iş güç yapıp, göz doldurmaya çalışır. Bu tipler zaten pek iş güç bilmezler, iş verilse kendi başlarına beceremezler bile. Kuru laf kuru kalabalık yaparlar. Kendilerini satmaya çalışırlar sürekli; ayy ben çok yoğunun, ayy bugün öyle çok telefon çaldı ki hiç bir işimi yapamadım... gibi. Sorsanız ne iş yapıyorsun diye, bir kaç saçma şeyden başka bir iş sayamazlar. Bunların çoğu sinsi şeytanlardır. Yöneticileri vücuduyla kırıtmasıyla kendi yanlarına çekeceklerini sanırlar. İşte bunlarla mücadele zordur biraz. Umursamayarak, ara da kibarca ve sevecen bir üslupla lafınızı sokarak, işinizi çok iyi yaparak, başarılı olarak, üstlerinizle arayı çok iyi tutarak bu kaltakların üstesinden gelirsiniz. Ancak dedikodu ve kulis kısmı bunlarda da geçerli, bunun önünü alamazsınız. Ofiste arkanızı döndüğünüz an satar sizi bu hainler.
  • Her şeyi bilirim diyenler, bunların tek derdi onların önüne geçmemenizdir. Her şeyi onlar bilir, her işi onlar yapar, O olmazsa orası batar, o kadar önemlidir ki O gelmezse hiç bir iş yürümez, siz ve diğer çalışanlar bir bok yapamazsınız v.s. Bunlar kolay tiplerdir, işleri üstleriniz yavaş yavaş onlardan alıp size verdikçe delirirler. Ne yapacaklarını bilemez, şaşırırlar. Aleni öfke saçarlar size. Ama dedim ya bunların tek derdi işleridir. Başka zararları olmaz size.
  • Sakin, kimseye bulaşmayanlar, bunlar candır can. Kimisi iş bilir size de öğretir, eğitir sizi. Olaylara bulaşmaz, sizi dinler ama yormaz, fazla yorum yapmaz. Sosyal olmazlar pek ama içlerinde sosyayl olanlar da vardır, sadece işte yaşamazlar bunları. Kimisi de iş bilmez, önünde üç - beş evrakla oyalanır akşama kadar ama yine size bulaşmaz, zararları dokunmaz.
     Bu maddeleri biraz daha genişletmek mümkün ama aşağı yıkarı aynı tiplere varır hepsinin sonu. Nitekim zor zanaat bu devirde bir iş bulup, orada varlık göstermek, tutunmak. İşten ziyade önce bu tarz insanları ve onların oyunlarını yenmeniz gerekir. Yoksa işte güçte hiç bir zorluk yok, zamanla öğrenip yapıyor ise, hatta çok iyi çok güzel yapıyor. Önemli olan bu insanlara yenilmeyip, sabretmek. bu da kişide ne sinir ne moral bırakmaz ama sabredip güçlü olursanız, ki bu çok zor biliyorum, siz kazanırsınız! Yok eğer sabredemiyorum derseniz, gücünüzü emdiyse bu tipler zaten o ofiste çalışmak bile zor gelir, ayaklarınız geriye gider. Ya uğraşacaksınız ya da başka bir yerde yolunuza bakacaksınız. Ama dediğim gibi hemen hemen her yerde vardır bu tazr insanlar, yani bu sorunlar bir çok yerde karşınıza çıkabilir. Siz bence olduğunuz yerde mücadele edin :) Ben 1,5 sene edebildim :) Çalıştığım yer devlet kurumu olmasaydı daha da ederdim de, memurlar bakidir oralarda, ani bir kararla vazgeçtim....