13 Aralık 2014 Cumartesi

İş Arıyorum Ama Bulamıyorum Vol 1

Hastalıklar, vefatlar, düğün - ev hazırlıkları derken 1,5 yıla yakın bir süreyi çalışmayarak geçirdim. Artık balayına da gittiğimize göre yavaş yavaş iş aramalıyım diye düşündüm. (Balayını başka bir postta anlatacağım)
 
Eşimin mide rahatsızlığından dolayı kontrole gitmemiz gerekiyordu. Doktorumuz Türkiye Hastanesi'nde, aldık randevumuzu gittik. Bu hastanenin ortamı her zaman çok hoşuma gitmiştir. Çalışanların çoğunun işlerine saygısı vs normal hastanelerin soğuk ve sevimsiz ortamlarından ziyade daha sıcak geliyordu burası bana. Sıramızı beklerken eşime bunlardan bahsettim ve bir çalışana buraya nasıl başvurabileceğimi sordum. Yönlendirmelerle form doldurdum ve hemen görüşmeye aldılar beni, hastanenin genel müdür yardımcısını karşımda buldum. İlk görüşme iyi geçti, kısa bir süre sonra ikinci görüşme için aradılar, hastanenin kurucu doktorlarından birine asistan arıyorlardı ve beni doktorla tanıştırdılar. Doktor cv mi inceledi ancak beni iş için fazla donanımlı buldu :) 'Bu iş sizi mutsuz eder, daha önce yoğun ve önemli pozisyonlarda çalışmışsınız' dedi ve ben şok oldum. Çünkü artık evliyim eskisi gibi akşam dokuz-onlara kadar ofislerde ya da evde bilgisayar başında sürekli çalışamam. Daha sakin ve sade bir iş arayışındayım. Haliyle bu benim tercihim olduğu için de mutsuz olacağımı düşünmüyorum. Doktora bunu kibarca izah ettim ancak düşüncesi değişmedi ve evlendikten sonraki ilk iş görüşmem böyle sonuçlandı.


Sonra yaz tatili gündeme geldi. Eşim normalde yazları çok yoğun çalıştığından izin kullanma şansı pek olmaz, bu yaz böyle bir ihtimal doğunca tatil dönüşü iş aramaya devam ederim deyip bir süre daha evde takıldım. 

Ağustos sonu eylül başı gibi yeniden iş arayışlarım başladı. İnternet üzerinden yaptığım başvurulara cevap gelmiyordu. www.yenibiris.com www.kariyer.net üzerinden yapıyorum başvuruları. Onlarca belki yüzlerce başvuru yaptım ama yok... Cv'm güncel, içeriği dolu, yaptığım işleri gayet net ve abartısız cümlelerle açıklamışım, eğitimler vs her şey olması gerektiği gibi ama olmuyor :) Bir ara hürriyet gazetesinin ilanlarına başvurdum geri dönenler oldu, görüşmelere gittim. Çok olumlu geçen görüşmelerim oldu. İkinci görüşmelere gittim ama sonuç olumsuz. Galiba çalışmaya ara verdim diye dönüşler olmuyor diye düşünmeye başlamıştım ki yine benim gibi evlendikten sonra iş bulmakta zorlanan bir arkadaşımla konuştuk. 32 yaşında, 1 yıllık evli ve mali müşavir olan kız arkadaşımda aynı sorunları yaşıyor. Bana yaş 29-30 veya üzerindeyse, yeni evli bir kadınsan iş veren seni potansiyel anne adayı olarak görüyor ve zaman kaybetmek istemiyor dedi. Yani bizlere 6 ay 1 seneden fazla çalışmayacak, sonrada ücretli ücretsiz izinlerini kullanıp iş yerini zor durumda bırakacak çalışan gözüyle bakıyorlardı. Çok haklıydı arkadaşım ama cv de yeni evli olduğum yazıyor o zaman görüşmelere çağırmasınlar başvuruları incelerken direk elesinler sonuçta bu bana da onlara da zaman kaybettiriyor. Görüşme için aradıklarında heyecanlanıyorum, ne giyeceğimi düşünüp hazırlıyorum, sonra kuaföre gidip fön çektiriyorum, yol masrafı yapıyorum... Sonuç yine biz sizi ararız tarzında basma kalıp cümleler...
Eylül ayından bu yana toplam 12 görüşmeye gittim. Başvurularım genelde yönetici asistanlığı, resepsiyon-danışma görevlisi vs. Yukarıda da bahsetmiştim daha sade ve mesaim bitince ofisten çıkabileceğim işler bakıyorum. Önceki işlerimde olan tempoya şuan ayak uyduramam. Evime ve eşime zaman ayırmam lazım. Akşam geç saatlerde her zaman eve dönemem, ara sıra istisnalar tabi ki olur, yoğunluk vardır ya da önemli bir proje vardır vs... Bu pozisyonlarda iş aramamın sebebi tamda bunlar aslında. Mesai bitince işimden çıkıp evime dönmek istiyorum yani gidişim dönüşüm belli olsun, sürekli esnek çalışma saatini istemiyorum artık. Evli olunca da çok yürütebileceğimi sanmıyorum zaten. Ne zaman eve gelip yemek hazırlayıp, ortalığı toplayacağım, ne zaman eşime kendime vakit ayıracağım. Sürekli yorgun, mutsuz, bıkkın nedeni çok çalışmak ve hiç bir şeye yetişememek...

Daha önce kurumsal iletişim işi yaptım. Broşür içerikleri hazırladım, ajanslara broşürlerin dizgisini yaptırdım, internet sitesi içerikleri yazdım, yerleştirmelerini yaptım. Bunları yaparken de yöneticimin randevu, toplantı organizasyonları, takvimi, ödemeleri gibi işlerle de ilgilendim. Ajanslarla çalışanlar bilir, işler uzar, son dakikaya kalır, baskıya girmeden önce muhakkak ya görselde ya da kelimelerde hatalar olur işler böyle akşam saatlerine kadar uzar uzar uzar gider. Akşam geç saatte eve dönünce de bitmiyor, cep telefonu sürekli çalar, broşürün, baskıya girecek materyalin son haline bakmanız, müdürünüzden okey almanız gerekir, o saatte bunları halleder ve yemek yiyip hemen yatarsınız. İşte bütün bunlardan dolayı daha sakin ve tabir yerindeyse daha az vasıf gerektiren işlere başvurular yapıyorum. Ancak 12 görüşmede elde var 0. Ayrıca yaptığım yüzlerce başvuru var hali hazırda geri dönülmeyen. Mesela en son digiturkle bir görüşme yaptık, koşullar, maaş her şey bana çok uygundu. Ben de onlara uygundum ki iki kez görüşmeye çağırdılar ama başka bir adaya karar verdiler. Hayır yani pozitif düşün düşün nereye kadar. Çağırmayın kardeşim o zaman ya da açıkca söyleyin neden olumsuz olduğunu, neden başka bir adaya ağırlık verdiğinizi :) ! Ukalalık yapan yetkililer mi dersiniz, sizi mülakata çağırıp saatlerce belketenler mi dersiniz, ters cevap verenler, sanki zorla oraya gelmişim gibi davranalar mı dersiniz bu liste böyle uzar gider. İnsanda motivasyonda bırakmıyorlar.

Maceralar devam edecek ama bir süre başvuru ve görüşme yapmayı düşünmüyorum. Biraz yoruldum ve yıldım galiba. Daha doğrusu beynim yoruldu bu olumsuz sonuçlanan görüşmelerden. bu süreçte Allah hepimize yardım etsin ve güç versin.

Sevgiler :)

9 Aralık 2014 Salı

Büyük Gün Geldi Çattı : Düğün Günü

Düğün sabahı her gelin gibi bende güne erken başladım, ailemle sakin, huzur dolu ve bekar olarak son bir kahvaltı yaptık. Ardından sevgilim bizi almaya geldi ve kuaföre doğru yola çıktık. Sıfır heyecan.




Kızlar gayet eğlenceli, neşeli ben biraz buruk... Kuaförde saçlarımız yapıldı, fotoğrafçım benden önce gelmişti :) Kuaförüm çok hızlıydı maşallah hiç aksilik çıkmayacak gibi görünürken gelin çiçeğini unuttuğumu fark ettim. Sevgilime çiçek modellerini mail atacaktım bir gece önce unutmuşum. Aylarca çiçek modellerine bakıp beğendiklerimi ayırmıştım, onca emek boşuna gitti. Aman dedim, bu da bugünün nazar boncuğu olsun. Bazı örnek fotolar bulduk telefondan hemen eşime mesaj attım, çiçekçi hazırlamış onun fotosunu da bana yolladılar, tamamdır dedim oldu bitti. Başka aksilik olmamalıydı. Hala sıfır heyecan. 

Kuaförüm 'makyaj bitsin gelinliği giyip koltuğa tekrar oturunca gelin olduğunu anlayıp asıl o zaman heyecanlanacaksın' demişti. Çok haklıymış,  gelinliği giydiğim anda içim pır pır etmeye başladı, ağzım kulaklarımda ağzımı kapatamıyorum, zıplamak hoplamak geliyor içimden bir heyecan başladı sormayın... Aynada kendime uzun uzun baktım, saçım makyajım çok güzel olmuştu. Ayrıca bir enerji geldi bana salonun içinde dört dönüyorum , uçuyorum resmen :) Bu arada yazmazsam olmaz gelinliğin içinde hareket etmek gerçekten zor, yardım gerekiyor. Gelinliğiniz dar olsun olmasın fark etmez, gelinliğin pek rahat bir şey olduğunu söyleyemeyeceğim :) Sevgilim ve kardeşi bizi almaya geldiler. Dış çekimin yapılacağı yere gittik. Fotoğraflarımız Adile Sultan Yalısı' nda çekildi, hem içini hem de bahçesini kullandık. Martın 15'i olduğu için biraz üşüdük haliyle ama şöyle bir tezatlık yaşadık; havanın soğuk olmasına rağmen pırıl pırıl bir güneş, hava mis. Balkonda fotoğraf çekiliyor ancak güneşten gözlerimizi açamıyoruz bir türlü. Gözler hep kısık. En sonunda fotoğrafçımız 'siz gözlerinizi kapayın balkon fotoları böyle olsun, çünkü arka fon çok güzel' dedi de gözler kapalı boğazın ve mis gibi parlak havanın sayesinde o kısmı atlatmış olduk. Yalnız bu fotoğraf çekimi zor iş. Üzerinizde o ağır kocaman gelinlik, altında sürekli ayağına dolanan tarlatan, kafanda duvak, arkada kuyrukla, ayağında 13 cm topukla, yat-kalk-eğil-otur-dön-elini tut-bak-sarıl-vee sürekli gülümse... Çok keyifli bir fotoğraf çekimi yaşadık, fotoğrafçımız hiç bizi kırmadı, güzel anlaştık karşılıklı ve sonuçlar da harika oldu. Tekrar çok teşekkür ederim Esma'cığıma, düğün hazırlıkları ve devam eden süreçte içime dört dörtlük sinen şeylerden biri de fotoğraflardı.



Çekim bitince evin yolunu tuttuk, şarkılar söyleyerek eve geldik. Evin önüne gelince tahminimden fazla bir kalabalık karşıladı bizi. Davul zurna, akrabalar,komşular evde, sokakta, balkonda bizi bekliyorlardı. O manzarayı görünce daha da heyecanlandım. Sevgilim bizi bırakıp kendi evine gitti. Biz evde yemek yedik biraz daha fotoğraf çekimi yapıldı, Evin önünde davul zurna çaldı, halay horon oynandı. Ben artık hüzünlenmeye başladım. Sürekli anneme babama sarıldım, evden ayrılacak olmak çok üzüyordu beni. Sonra eşim ailesiyle birlikte geldi, gelin çıkarma merasimi başladı. Babam belime kurdeleyi bağlarken evde ağlamayan kimse kalmamıştı. Uzun uzun sarıldım anneme babama kardeşime. Uzun uzun ağladık. Allah'tan evim uzak değil aileme...

Artık tüm merasimler bitti geriye bir tek düğünümüz kaldı :) Salona geldiğimizde önce biraz dinlendik, tek sıkıntım nikah memurunun geç gelecek olmasıydı ama memur verdiği saatten erken geldi hatta o yüzden salona girişimizi erken yaptık, hem memur beklemesin hem de vaktimiz boşa gitmesin diye. Çok sevdiğim bir tulum müziği var, hareketli bir şarkı salona onunla girdik. Sonra ilk dans... O an çok heyecanlıydı, bütün gözler üzerinizde, eliniz ayağınız tutmuyor ve o kadar güzel bir an ki o. Sürekli gelin olarak kalmak istedim valla. Gün boyunca herkes etrafınızda, en mutlu sizsiniz, bir dediğiniz iki olmuyor... Çalan müzikler, hazırladığımız nikah şekerleri, oyunlar, danslar derken düğün bitti. Tabi yine hüzünlü dakikalar yaşadık salon çıkışı vedalaşırken ama olsun bunlar herkesin yaşayacağı şeyler. 

Düğün günüyle ilgili ve öncesinde ki hazırlık süreciye ilgili bir şeyler söylemek istiyorum sevgili gelin adayları :) Eğer müzikler, cd, fotoğrafçı, misafirlerin karşılanması, nikah, nikah şekeri, kuaför, süslemeler, gelin arabası vs gibi detayları önceden planladıysanız her şey ayarlandıysa tamamdır, gerisini çok düşünmeyin. Düğün günü istesenizde müdahele edemeyeceksiniz! Düğün günü kullanacağınız eşyaları için ufak bir çanta yapın (iç çamaşırı, çorap, makyaj malzemesi, parfüm, şal vs) o çantayı siz ya da bir yakınınız yanınızdan ayırmasın yeter :)

Öncelikle her şeyin kontrolünüzde olması durumunu unutun. Onu yaparım bunu yaparım dediğiniz bir sürü şeyin, düğün günü sadece %30 unu kontrol altında tutabilirsiniz. Bırakın rahat olun. Biz de her şeye yeteriz, her şeyi kontrol altında tutarız diyorduk ama olmuyor. Zaten aylardır hazırlanıyorsunuz, bazı aksiliklerde çıkacaksa çıksın, yoksa gerginlikten ve sinirden o anın keyfini çıkaramazsınız. En güzel en özel anınızı tatsız tuzsuz anılarla hatırlarsınız. Keyfine bakın düğününüzün, dans edin bol bol, gülümseyin bol bol :) Gelin çiçeğini hazırlatmayı unuttum, düğün sabahı son anda aklımıza geldi ötesi var mı :)

Sevgiler :)