6 Haziran 2011 Pazartesi

iyi haber / kötü haber / 2 si 1 arada


Yaklaşık 3 aydır çalıştığım işimden 15 haziranda ayrılıyorum çünkü sigortamı yapmamışlar. muhasebeci akrabam, zamansızlıktan yapamamış. Anlayacağınız hem patron tarafından hem muhasebeciden satışa geldim. Bu iş güç mevzularının artık tamamen şans olduğunu düşünüyorum. Kimisi başlıyor bir işe, herşey normal, işini yapıyor ve çıkıyor. Benim hiç öyle bir işim olmadı, hep herşeye laf söyleyen yöneticiler, kıskanç, entrikacı iş arkadaşları oldu çevremde. Yani huzurla yada istekle iş yapıp çıkayım diyebeleceiğim bir yer olmadı. Hep bezdirdiler, yıldırdılar vs. Burdan ayrılınca ne yapacağım bilmiyorum, şuanda evde oturacak görünüyorum, çünkü iş bulamadım. 2 ay sonra bir yerden haber bekliyorum. Bakalım...
Sıra geldi iyi habere; sevgilim nihayet ilk defa benimle evlilik konuştu, hemde umduğumdan fazla ve uzun bir konuşmaydı. En fazla 2013 dedi, mutluyum ama uzun bir vade o yüzden emin değilim. Dünde "o en uzun tarih, bir bakarsın 6 ay sonra hadi derim" diyor. Evi barkı eşyaları düğünü herşeyi konuştuk sanırım :) Yine her zaman olduğu gibi çekemeyen bir diken çıktı. Buket'e anlattım güvenip samimiyetine inandığım için. O da tarih çok uzun, oyalama taktiği vs gibi laflar etti, canımı sıktı. Salak ben o kadar şerefsiz bir adamla mıo beraberim 1 senedir. Sen arkadaşımsan mutlu ol, tarih biraz uzunmuş de o kadar. Ne diye canımı sıkıyorsun. Hiç öyle denir mi. Buket'te evlenmek istiyor ama o istemem yan cebime koyculardan. Neyse bir daha anlatmam bende, samimiyetsiz ne olacak. İnsan mutluluğuna ortak olacak birilerini arıyor ama yok, herkesin mi çivisi çıkar. Belki ben çok iyimserim, bilmiyorum. 

Cumartesi ve pazar sevgilimle çok güzel vakit geçirdik. Cumartesi gezdik dolaştık, geceyi berabet geçirdik. Pazar kahvaltı ettik sonra evleerimize dönüp duş alıp dinlendik ve tekrar buluştuk. Akşama kadar sahil, bebek ortaköy turladık yemek yedik. Ben bu adamla mutluyum gerçekten. Beni sevmesinden mutluyum. Asabiyetinden şikayetçiyim ama o kadar kusur olur. Dün hava çok sıcak diye yazlık elbise giydim, göğüs dekoltel,, etmediği laf kalmamış, yakışmamış dedi yemedim, çünkü geçen yaz da giydim bu elbiseyi ve diğerlerini. Millet göğsüme bakıyormuş, laf mı söyleyecekmiş millete, tatil yerindemiy mişim... Geçen yaz sesin çıkmıyodu, elbiseler ve ben aynıyız değişmedik de sana ne oldu dedim. Eşşekmişim anlamıyormuşum. Geçen yaz sallamıyordun bu yaz mı sallıyorsun beni dedim. Evet dedi bide yaa :) Bu önemli bir şeymiş, sahiplenmesi önemsemesi filan. Neyse uzatmadım, karışmasını istemiyorum ama haklılık payı var, yakası baya açıktı :) Bu yüzden pek uzatmadım. 

Falcı eylük ekim gibi yüzük var dedi, bu adam senin kaderinde var dedi. He bir de evlendikten kısa bir süre sonra oğlun olacak dedi :)
İnşaaaalllaaaahhh dedim :)

11 Nisan 2011 Pazartesi

bahar gelmişken

Bahar geldi hatta bitiyor nerdeyse. Ne hayallerim vardı. Sevgilimle bu güzel havalarda bol bol yürüyüş yapıp dolaşacaktık, daha fazla görüşecektik... Suya düştü çünkü, kendileri daha yaz bile gelmeden turnelere başladılar erken erken. Geçen perşembe Fethiye' ye gitti ordan da Bodrum' a geçti, bu perşembe gelecek inşallah. Gideli daha 4 gün olmuş bana 14 gün gibi geliyor. Üstelik bunlar iyi günlerimiz, yaz turneleri var daha, offf offfff... Yazın yine sap gibiyim anlaşılan. Benim gibi sap arkadaşlarımla takılırım bende ne yapayım. Buketi'in sevgiliside turneye gidecekmiş 2 ay, kız kıza dolanacağız artık :) 
Sevgilimi çooookkk seviyorum, Allah'ım lütfen artık evlenelim lüüüüüütfeeeennn :) Turnede olduğu için 4 gündüz çok az konuşıyoruz, günde 1-2 kez kısa kısa, mesajlaşmak diye birşey yok zaten. Dün gece aradım yatmadan önce, O'nun da işi bitmiş yatmak üzereymiş. Bende seni arayacaktım dedi. Neyse konuşuyoruz 3 dk filan olmuştur ama, ne desem lafı ağzıma tıkıyor uykum var benim de filan diyor. Bunun meali şu "biran önce kapatalım bende uyuyayım". Zaten bende o kadar anlayışşız değilim, canım benim kaç gündür uykusuz, lafım bitince kapatacaktım telefonu. Bütün bunlar taş çatlasın 6-7 dk içinde gelişti. Şu ayrıntıya da dikkat çekmek istiyorum, ben üstüne gitmiyorum sevgilimin, laf sokmalar filan mazide kaldı, alttan alan, idareci, oldukça yapıcı bi hatun var artık :) Neyse bu böyle yapınca ben de çıkıştım, hayatım kaç gündür konuşamıyoruz doğru düzgün seni anlıyorum yoruluyorsun uykusuzsun filan dedim. Anlamıyorsun anlasan böyle yapmazsın, ne saçmalıyorsun, tartışmak mı istiyorsun vs diye saymaya başladı. Ulan ne dedim ben şimdi, sitem etmedim, çemkirmedim, laf sokmadım, ne yaptım ki ben... Geerginliğini yorgunluğunu benden çıkarma, 3 dk eksik uyusan bişey olmazdı, düşünmen lazım kızı kaç gündür doğru düzgün arayıp edemiyorum, ağzını açıp bişey demiyo, biraz konuşup kapatalım diye ama düşünemedin dedim. Kütük sevgilim ben müsait olunca arıyorum seni zaten dedi. Mevzu bu değil tabi arıyosun hayatım ama lafı ağzıma tıkadın kaç kere buna bozuldum ben dedim ve böylece kapattık, kötü kapanmadı telefon ama böyle gelişti işte. Bütün bunlar da toplamda sanırım 15-20 dk da oldu. Teli kapatınca mesaj attım, gerginsin yoğunsun seni anlıyorum ama sana bişey yapmadım ki ben aşkım, lafım bitince kapatacaktım zaten, buna bozuldum ben, bidaha uykudan öne aramam 5 dk erken uyumuş olursun, bana 5 dk yı çok gördün vs dedim. Ama kızarak değil, aşkımla canımla yazdım bu mesajı. Sabah her günkü günaydın mesajının sonuna "dün gece seni kırdım egresif ve yorgun olduğum için, özür dilerim aşkım" yazmış canım sevgilim. Beni kırdığını farkedip özür dilemesi benim için önemli bir şey. Büyük bir şey. İyi ki var hayatımda. Çok seviyorum O'nu. 
İş yerinde ise şimdilik bir sıkıntı yok, ara sıra olmuyor değil. Onları da bir ara yazarım artık.

12 Mart 2011 Cumartesi

güzel haberler var :)

Geçen hafta işe başladım. Ani oldu, bir tanıdık vesilesiyle görüştüm. Böcek ilaçlama firmasındayım. Telefonlara bakıyorum, müşteri kayıtları, web reklamları derken geçiyor zaman. Pek bir yoğunluğum yok açıkcası, şimdilik bundan memnunum :) Yok yok işler çok olsunda para kazanalım. Maaşım az ama yol+yemek+sgk var ve bu koşullar bence iyi çünkü 1 yıldır çalışmıyordum. Bu firmaya epey ön yargılı gitmiştim ama gördüğüm şeyler beni şaşırtıyor. Örneğin fon müziğimiz klasik müzik. Dışarısı bir dükkan görünümde ama içerisi hoş dizayn edilmiş bir ofis. Merdivenaltı dükkanlardan değil. Nezih ve düzgün yerlere hizmet vermeye çalışıyorlar. Mankenler, büyük şirketlerin bazı ortakları var müşterilerinin arasında... Patron ve bir eleman dışında çalışan kimse yok, ben yeni katıldım aralarına :))))))) Şimdi bu bizim patron okumuş etmiş reklamcılık yapmış oldukça kültürlü biri, o yüzden pek her müşteriye gitmiyo, fiyatlarıda pahalı yani. Uleeeennn para kazanıcaz, az biraz ucuz yap kalitenden yine ödün verme. Görende her gün 10 yere ilaçlama yapılıyor sanacak. Maaşım için konuşurken, "bunu lütfen başlangıç olarak düşünün, iki ay sonra değişecek bu rakam" demişti. Ee sen böyle cool takılırsan, artmaz benim o maaş bak söyleyeyim patron. Kreş olayları hani çocuk gelişimi bitiricemya dışarıdan, bunlar netleşsin staj aşamasına geleyim, o zamana kadar gidip geleyim ben bu iş yerine. Napim evde oturmakla olmuyor, harçlığımı çıkarayım en azından.


Sevgimle iyiyiz, aman maşallah diyeyim, ben kendi kendime nazar değidirenlerdenim. Büyük bir sorunumuz olmuyor çok şükür. Ufak tefek bazen. Evrene yeni bi mesaj gönderme yöntemi buldum, bir şey istiyorsam "olacak-gelecek-yapacağım...." gibi kalıplar kullanmıyorum artık. Şimdi sevgilimle evlenmeyi çok istiyorumya, o yüzden de evrene karşı evliymiş gibi davranıyorum, "evliyiz, evlendik, evli ve mutluyuz, kocam o benim..." vs kalıplar yaptım bu şekilde davranıyorum. Evren sana gününü göstereceğim, yıllardır istemeyi bilmiyomuşum meğerse. Şimdi de verme de göreyim seni evren, bak "verdin" bile :))

31 Ocak 2011 Pazartesi

merak sadece bende değilmiş

Hala işim yok, hala parasızım. Olsun sonuçta huzurluyum. Maşallah diyeyim, milletten önce kendine nazar değdirenlerden olmayayım.

Sevgilimle aman aman bir problemimiz yok. En çok zorlayan çekinme konusunu da atlattım. Ara sıra ben kaynaklı birkaç arıza olmuyor değil tabi. Tek sorun bu olsun, başka dertler gelmesin.

Şimdi bizim ilişkimizde pek evlilik lafı geçmez. Ara sıra şaka yollu konuşuruz. Evliliğe meraklı intibası bırakmak istemiyorum. O'nunla evlenmeyi istiyorum ama konuyu açmıyorum. Sevgilimin 10 yaşında bir kız ve 2,5 yaşında bir erkek yeğeni var. Sürekli bir aradalar. Biz telefonda konuşurken, kız olan yanına gelip gidiyor, evdekilere söylüyormuş, amcam sevgilisiyle konuşuyor vs diye. Bende bir gün telefona istedim konuştuk biraz. Sonra küçük yeğeniyle konuştuk birkaç kez. Çocuklara düşkünlüğümü bilir sevgilim, getirsene bir gün çocukları filan demiştim, getirecek izine çıkınca... Neyse bu gece aradım telefonu açtı, yeğenim seni sordu konuşmak istiyormuş dedi, şaşırdım tabi ve çok sevindim. Konuştuk, benimki diyor ki eve girer girmez seni sordu, o sırada sen aradın diyor. Sonra benimki teli aldı birazda biz konuştuk, o sırada ufaklık fotoğrafımı istedi, çok merak ediyormuş beni. Ayy bir sevindim bir sevindim :))) Küçük müçük sonuçta bir şekilde aileden biriyle tanışacağım :) Allah'ım küçücük çocuğa bel bağladım galiba... Evet tanımak istiyorum orası ayrı ama birde şu var, bu ufaklık yaşı ve çocukluğu itibariyle konuşulan şeyleri evdekilere söylüyormuş haliyle. Yani benimle konuşunca ve tanışınca hemen evdekilere  söyler. Onlarda merak eder, tanışmak ister vs. Kurnazlık ediyorum galiba yada Hürrem'e özendim sanırım. Ama ne yapayım, bir şekilde tanışalım artık değil mi?
Gece gece mutlu oldum işte, küçük bir çocuğun ilgisi beni sevindirdi, sonuçta O'nun yeğeni. Evlenelim biz bence. Bence evlenmeliyiz, hem de bu sene :) Hee bu arada annesi de sanırım beni merak ediyor ama bizimki çaktırmıyor, bahsetmiyor pek. Bizim memleketin bir yemeğini sormuş, onlar çok yaparlar demiş. Ne alaka beni mi sordu, memleketimi nereden biliyor, konu ben miydim gibi 18526 soru soramadım tabi. Bizim memleket yemeğiyle lezzetiyle meşhur olan bir yer değil, bilinen bir yer hiç değil. Kendi halinde bir ilçe, aslında babam dedemler oralı. Neyse, sanırım nereli olduğumu sordular bizimki de söyledi ve annesi de oralılar bilmem ne yemeğini yaparlar gibi bir yorum yaptı. Benim anladığım bu.

Haftaya çocuk gelişimi ikinci kayıtlar başlıyor. İnşallah bir aksilik olmazda kayıt olabiliriz. Bu kardeşim ve benim için çok iyi olacak. Seneye de staj başlıyor. Eğitime giderken bir yıl idare edecek bir iş bulsam yeter. Oda yok, şimdilik yok. Eninde sonunda olacak. Evren bence anladın, artık anlamamazlıktan gelme.

18 Ocak 2011 Salı

fiiiiiyyyyuuuuu fiiiiiiiiiitt (bu bir ıslıktır)

Bugün keyfim yerinde. Nihayet 8 gün aradan sonra sevgilimle görüştük. Maalesef yarın şehir dışına gidiyor, bu da işin üzücü tarafı...
Şu arama tembelliği meselesini de geçen yazıda bahsettiğim şekilde, tatlı tatlı uzatmadan çözdüğümüzü düşünüyorum. İlerisi için ültimatom verdim. Seviyorum bu adamı, mavi gözlü sevgilim benim. Bazen beni öfkeden delirtsede, üzüntüden aç kalsam da O'nun yüzünden, gönlümü aldığı zaman deli gibi yemek yemelerim bile güzel geliyor bana. Ben O'nun sayesinde gözlerimi yeniden açtım. Feci bir depresyonun dibindeymişim, seviyorum diye bir başkasını-kendimi kandırıp durmuşum. Bu depresyonu ve çıkış yolunu bana O buldurdu. Gözlerimin içini parlatan adam... Konuları uzatmıyor, hele sıkılmış daralmışsa direk hatırlamıyor :) Herşeyden önemlisi beni idare etmesini biliyor. Neye kızacağımı, iyi tarafımı, nasıl sakinleşip neye sevineceğimi biliyor, bunu önemsemesi beni mutlu ediyor. Tamam ya tamam. Ufat tefek meseleleri uzatıp bunaltmayacağım sevgilimi. O'nu kaybetmemeliyim, elimden kaçırırsam evde kalırım vallahi :)
Tamam iyi güzel bunlar, beni, birçok insanı mutlu eden şeyler de benim iş durumum ne olacak? Evde iyice tembelliğe alıştım galiba, hayır sürekli başvurularda yapıyorum, ara sıra geri dönüyorlar, 1. görüşme yapılıyor sonra sonuç içina aramıyorlar bile. Bazen 2. görüşmeler için gittiğim de oldu ama sonuç yok. Mütevazi olamayacağım bu konuda, başvurduğum "yönetici asistanlığı" için vasıflarım fazla. Şubatta bir aksilik çıkmazsa çocuk gelişimi eğitimi başlıyor. Staj 2012 şubatta. Yani staja başlayacağım içinm 1 yıl iyi kötü idare edebileceğim bir iş olsun yeter. Bu anaokulu öğretmenliği gündemde yokken, düzgün işler bakıyordum daha çok, kurumsal firmalara cv gönderiyordum. Bir işe girip kısa süre çalışıp çıkmak benim tarzım değil, kalıcı bir iş aradığım için seçiciydim. Ama artık böyle bir lüksüm yok, çünkü 1 yıl çalışabileceğim bir iş olsun idare eder beni. Yönetici asistanlığı filan başvuruyorum daha çok, eleman da arıyorlar ama bana dönüş yok. Elbet bir yerde benim için bir iş vardır ama mümkünse kısa zamanda önüme çıksın lütfen... Bazen dışarı bile çıkmak gelmiyor içimden, akşam olmuş bir bakıyorum pijamam hala üstümde. Biraz açlıp kendime geleyim diye pijamaları çıkarıp eşofman giyiyorum, cildime bakım yapıyorum, bakım derken öyle pahalı maskeler filan değil. Temizleyici veya peeling, nemlendirici ve tonik. Bu biraz rahatlatıyor beni. Tırnaklar oje filan derken bir bakmışım vakit geçmiş ne güzel :) Yine de bunlara rağmen şükrediyorum Allah'a, ailem yanımda olduğu için. Onlar olmasa iş seçme lüksü diye birşey olamayacaktı. Sağolsunlar 1,5 yıl oldu çalışmayalı, kardeşim dışında bir şey diyen olmadı, demezler de biliyorum. Bizim ailede eğitime okula önem verirler, iş hayatında ise herkes kendine çalışır, isteyen eve yardım eder, etmeyene "neden etmedin" demezler, ayıp saymazlar da bunu. Bu yüzden çok şanslıyım ama sonuçta kaç yaşına geldim. Utanıp çekiniyorum para isterken, yük olmak istemiyorum.

17 Ocak 2011 Pazartesi

gelmeyen mesajlar, dönülmeyen telefonlar

Şimdi herşey iyi hoş da, nedir bir mesaja dönmenin külfeti anlayamadım gitti. Müsait değilsindir tamam, uyuyorsundur tamam vs vs ancak elbet görünce dönersin değil mi mesaja aramaya. Yok bizim ki dönmüyor işte. Kendimi tutuyorum. Bu yüzden sevgilimle kavga etmeyi, üstüne gitmeyi yakıştırmıyorum kendime. Aramak isteyen, dönmek isteyen arar, gırtlağına basamam yani, zorla kendimizi mi aratacağız. Bu yüzden bir kaç kez söylendim, yok beğenmedim bu halimi. En azından dışarıdan 3. kişi gibi bakabiliyorum olaylara, buda bir olgunluk bence :) Neyse gülüyorum filan ama aslında moralim bozuk. Bu telefona dönmeme meselesi bende hırs yapıyor galiba, sinirlerim çok bozuluyor. Bak yorgun argın diye moral vereyim dedim, akşam mesaj attım dönmedi, aradım sonra yine dönmedi. Yok yok üstüne gitmeyeyim, bu sefer de çok havalanır. Ben bir kendimi geri çekeyim de görsün gününü. Bunu yapacak sabır lazım bana, sağlam bünye lazım. Karar verdim, buluştuğumuz zaman güzel güzel, tatlı talı konuşacağım. Hayatım ben sesini duymak istedim, seni özlemiştim filan diye nazlanayım biraz, sonra mesajlaşamıyoruz filan diye devam ederim... Güzel güzel anlaatınca yoluna girer umarım.

Zaten iş güç yok, sıkılıyorum evde. Bari ilişkimi kaybetmeyeyim. Çok zor seviyorum bir erkeği ben. Tamam ahım şahım değilim ama güzel hatunum. Ağırbaşlı, aklı başında, işi gücü olan, sorumluluğunu bilen erkekler daha çekici geliyor bana. Son ilişkim uzun sürdü, yaklaşık 3,5 yıl. Ayrıldıktan sonrada yaklaşık 2 yıl görüştük yine, sevgili gibiydik görünürde ama bir sıfatımız yoktu. Sözde ayrıydık, hayatımın sıfatsız tanıdığıydı O. Bu durum beni çok yordu, resmen depresyondaydım, yatma kalkma saatlerim karışmıştı, iş bulamıyordum, onu seviyordum ama görüşmemize rağmen bir adı yoktu durumumuzun. Bu durumdaan zor çıktım, zor atlattım. Allah kimseye de yaşatmasın. Önceki çocukluklarımla, hatalarımla şuan ki sevgilimi kaybetmek istmemiyorum. Çok üstüne gidip bunaltmaya, havalandırmaya da gerek yok. Taktikleri beceremem hiç, elime yüzüme bulaşır. ama bu kadarını yapabilirsem eğer, yeter de artar bile. Biraz aramayı keser, gün içine birkaç mesajla kendimi hatırlatıp sabredebilirsem tamamdır diyorum, lütfen bunu yapabileyim Allahım lütfen, bana o gücü ver.

15 Ocak 2011 Cumartesi

sabır sabır ya sabır

Kaç yaşına geldim, hala sabretmeyi bilmiyorum. Herşey biran önce olsun bitsin düzelsin istiyorum. Evren de bana "ohh ne alak yok öyle" diyor her seferinde. Tam dedim ki, ben artık oldum, işi, güç, yaşanmışlık derken artık sabretmeyi öğrendim... yok olmamış, öğrenememişim. Olan güzel şeyi de mahfediyorum evet kendi kendime bu kötülüğü yapıyorum. Takılıp kalıyorum olaya, kilitleniyorum ve çok üzerine gidiyorum herşeyin.Kaybetmekten korkuyorum, yalnızlıktan feci tırsıyorum. O yüzden sorun sıkıntı olmasın, herşey biran önce düzelsin derken işleri batırdığım oluyor.
Bu benim ilk yazım, biraz heyecanda var o yüzden. Ayrı yazılacak -de ler ve -da lar karışıyor kusura bakılmasın artık.